Biseksüellik ile belirli genetik unsurlar arasında ilişki var | Araştırma
Science Advances bilimsel dergisinde yayınlanan makaleye göre, araştırmacılar ilk kez özellikle biseksüellikle bağlantılı genetik varyasyonları keşfettiler.
Çalışma esas olarak, doğal seçilimin neden eşcinselliği destekleyen genetik unsurları kademeli olarak zayıflatmadığını ve bunun da daha az çocuğa yol açmadığını anlamayı amaçlıyordu.
2019 yılında eşcinselliğin tek bir gen tarafından değil, genomun birden fazla bölgesi ve genetik olmayan faktörler tarafından belirlendiği sonucuna varan bir çalışma yayınlandı.
Makalenin baş yazarlarından biri olan Jianzhi Zhang, AFP’ye şunları söyledi: “Daha önce insanlardaki tüm eşcinsel davranışların tek bir genetik kategoriye girdiğine inanılıyordu, ancak bunun aslında geniş bir yelpazeye yayıldığını fark ettik.” sonuçlar.
450.000’den fazla Avrupa kökenli insanın genetik haritalarını içeren bir İngiliz veri tabanı olan UK Biobank’a dayanan çalışmada, araştırmacılar genetik verileri anket yanıtlarıyla çapraz referansladılar ve eşcinsellik ve biseksüellikle ilişkili genetik imzaların aslında farklı.
Biseksüellikle bağlantılı genetik belirteçler aynı zamanda erkek taşıyıcılarda güçlü bir risk eğilimiyle de bağlantılıydı.
Araştırmacılar aynı genetik işaretin daha fazla çocuk sahibi olma arzusuyla da bağlantılı olduğunu bulduklarından, bu belirteçleri taşıyanlar aynı zamanda korunmasız cinsel ilişkiyi de tercih ediyor gibi görünüyor.
Yazarlar, çalışmanın bulgularının, bu genetik belirteçlerin “muhtemelen bir üreme avantajını temsil ettiğini, bunun da zamanın geçmesine rağmen doğal seçilim altında kalıcılığını ve gelecekteki kalıcılığını açıklayabileceğini” öne sürdüğünü belirtti.
Bu durumun, aynı genin birçok farklı özelliği taşıyabilmesiyle açıklandığını belirten Zhang, şöyle konuştu: “Burada üç özellikten bahsediyoruz: Çocuk sayısı, risk eğilimi ve biseksüel davranış; hepsi (aynı) genetiği paylaşıyor.” miras unsurları.”
Buna karşılık, aynı cinsiyetten bir ilişki içinde olmadıklarını söyleyen erkekler arasında eşcinsellikle bağlantılı genetik belirteçlerin daha az çocukla ilişkilendirilmesi, bu özelliklerin doğal seçilim yoluyla zamanla ortadan kaybolabileceğini gösteriyor.
Bununla birlikte, Birleşik Krallık Biyobankası’ndan elde edilen veriler, modern toplumlarda bu konuların daha net anlaşılmasından dolayı, kendilerini biseksüel veya eşcinsel olarak tanımlayan kişilerin sayısında on yıllar boyunca bir artış olduğunu göstermektedir.
Yazarlar bu nedenle bir bireyin biseksüelliğinin %40 oranında genetik faktörler tarafından ve %60 oranında çevre tarafından belirlendiğini tahmin etmektedir.